Lisanssız (Korsan) Game Maker: Studio ile Üretilen APK Google Play’e Yüklenebilir Mi?

Game Maker: Studio (GM:S) ve kendi oyunum Lost Aliens (Süper Uzaylılar) ile ilgili yazılarıma bu geçen altı ay içinde en çok gelen yorum programın lisanssız (korsan) versiyonları ile üretilen APK’ların Google Play’e konulup, konulamayacağı ve eğer konulursa herhangi bir problem ile karşılaşılıp, karşılaşılmayacağıydı.

Burada olayın etik yanının muhakemesini yapmak istemiyorum; ancak teknoloji ve yazılım sektörünün içinde olan bir insan olarak korsan ürün kullanmanın karşısında olduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim. Programın sahibi firma olan YoYo Games periyodik olarak üründe %50 oranın indirimler yapıyor. Ben de programın profesyonel versiyonunu böyle bir indirim zamanında almıştım.

Şimdi gelelim asıl konumuza:

Öncelikle şunu belirtmem gerekiyor. Bu konu ile ilgili kesin bir bilgiye sahip değilim; hem program hem de uygulama yükleme süreci ile ilgili deneyimim olduğundan mantık yürüteceğim. GM:S ve korsan yazılımlar ilgili kesin olarak bildiğim; birkaç yıl önce bir versiyonda korsan sürümlere önlem almak için şöyle bir yola gidilmiş:

Programa eklenen bir kod ile program, eğer korsan bir versiyon ise, bir şekilde bunu fark ediyor ve bunu fark ettiğinde üretilmiş tüm sprite’ları bir korsan bayrağı sprite’ı ile değiştiriyor. Nasıl çok haince; ancak bir yandan da çok dahice değil mi? Ancak maalesef evdeki hesap çarşıya uymuyor ve programı ücretini ödeyip, yasal olarak lisanslı alan müşterilerin birkaçının başına da bu olay geliyor. Bir gün uyanıp bilgisayarı açtığınızda tüm kodunuzun çöplüğe dönüştüğünü düşünün. İnsanın akıl sağlığıyla oynayacak kadar sinir bozucu bir durum! Bunun üzerine firma bu yoldan vazgeçiyor ve klasik DRM korumalarına geri dönülüyor.

Konuya direkt olarak giriş yapıyorum ve söylüyorum:

Hayır, korsan GM:S versiyonları ile ürettiğiniz APK’ların Google Play’e yüklenmesinde ve daha sonraki süreçte herhangi bir problem ile karşılaşacağınızı düşünmüyorum; çünkü aslında daha büyük bir sorun var. 

Uygulama geliştirme konusunda deneyimli olan arkadaşların da bileceği gibi Google ve Apple uygulama mağazalarının gereksinimleri konusunda sürekli olarak bir geliştirme ve değişim çabası içindedirler. Bu gereksinimler sizin uygulamanızın koduna, dizaynına ve diğer birçok parametresine müdahelede bulunur. Yaptığınız uygulama bu gereksinimlere uymak zorundadır; aksi halde ya reddedilir ya da kısa bir süre sonra mağazadan kaldırılır.

YoYo Games burada bahsettiğim parametreleri Google ve Apple’ın yayınladığı yönergelere göre ayarlayıp, sürekli olarak GM:S için güncelleme yayınlıyor ve sizin ürettiğiniz APK’ların bu kurallara uygun olmasını sağlıyor. Eğer korsan bir GM:S versiyonu kullanırsanız, sürekli olarak güncelleme şansınız olmayacağından ürettiğiniz uygulama belli bir süre için uygulama mağazalarının gereksinimlerini karşılasa da, bir zamandan sonra bu olanaksız olacağı için mağaza ile sürekli olarak problem yaşamaya başlarsınız. Örneğin Süper Uzaylılar için en son güncellememi 5 Mayıs 2014 tarihinde yapmıştım. Bu 7 aylık süreç içerisinde uygulama mağazasında yapılan değişiklikler yüzünden, kendi uygulamamı güncellemem gerektiğine dair 3 ayrı mail gelmiş. Eğer bir süre daha bu mailleri dikkate almazsam, uygulama mağazadan kaldırılacaktır.

Yani sonuç olarak toparlamamız gerekirse;

  • Lisanssız (Korsan) GM:S ile üretilecek APK’nın Google Play’e yüklenmesinde veya daha sonraki işlemlerde bir problem olacağını düşünmüyorum. 
  • Ancak uygulama yönetimi sürekli olarak güncellemeler gerektireceği için korsan ve güncellenmeyen bir GM:S sürümü ile başarılı ve stabil bir uygulama yönetimi yapılamaz.

Dijital İçeriklerimizi Satabilmeli Miyiz?

Dijital içeriklerin sahipliği konusu, tüm dünyada tartışılan ve halen üzerinde bir anlaşma sağlanamamış bir konu. Bu şekilde satılan içerikler çoğunlukla platformlara bağlı uygulamalar üzerinden çalıştığından, satıcı firma destek vermeyi kesse veya platformu tamamen kapatsa, para ödeyerek satın aldığımız bu içeriklerin akıbeti ne şekilde olacak sorusunun cevabına kimse tam olarak hakim değil. Bir başka tartışma konusu da; çoğu platformun dijital içerikleri satın aldığımız ve bağladığmız hesaplarını başka bir kişiye satmamızı ve devretmemizi yasaklıyor olması.

Bu tartışmaların gölgesinde Alman bir tüketici örgütü, (Verbraucherzentrale Bundesverband) Steam’in kullanıcı sözleşmesinde, hesapların satışını ve transferini engellediğini belirterek ikinci kez dava açtı ve kaybetti. Bu uzun süredir tartışılan konuyu tekrar alevlendirmişe benziyor.

Steam_logo.svg_

Peki Steam bu şekilde içeriklerin satışını yasaklamak konusunda haklı mı? Kullanıcılar satın aldıkları dijital ürün ve servisleri tıpkı fiziksel ürünler gibi satabilmeliler mi?

Açık konuşmak gerekirse ben de bu konuda kararsızım; çünkü bu konu göründüğünden daha karışık. Bir yandan, bir tüketici olarak para ödeyerek sahip olduğum bir ürünün, satış hakkı üzerindeki hakimiyetin sadece kendime ait olması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde ben bu ürünü satın almamış; sadece platform bir gün kapanana kadar kadar kiralamış bir kullanıcı oluyorum. Düşünün; satın aldığımız bir otomobili satmaya kalktığımızda, aracı üreten firma bize bu işlemi yapamazsınız dese, herhalde bu olaya güleriz. Sahibi olduğumuz bir oyunu satamamamız da bu derece gülünç! İşin kötüsü bu durum sadece dijital oyunlar için değil; neredeyse dijital tüm içeriklerde (akıllı telefon ve tablet uygulamalarından, müzik arşivlerine kadar) durum üç aşağı beş yukarı aynı.

mac_app_store_icon-300x300

Öte yandan, bir de şöyle bir durum da söz konusu. Özellikle oyunların dijital versiyonlarının ve bu içerikleri dağıtan, başta Steam gibi platformların bu kadar popüler olmasındaki en büyük sebep; oyunları perakende satış fiyatlarının çok daha altında satabilmeleri. Daha önce bahsettiğimiz gibi dijital oyunların daha ucuz olmasında fiziksel oyunlara özgü basım, dağıtım vs. gibi maaliyetlerinin bulunmaması önemli rol teşkil ediyor. Dijital oyunların maaliyetlerini düşüren ve daha önce pek bahsetmediğimiz bir diğer etmen de; bu tip platformlardaki oyunların şu anki normlar gereği tekrar satılamıyor olmaları. Oyun yayıncıları, fiziksel olarak sattıkları oyunların tekrar satılabilme ihtimali bulunduğundan, buradaki fırsat kayıplarından oluşacak maaliyeti de bir şekilde oyun ücretlerine dahil ediyorlar. Ancak dijital olarak satılan oyunu sadece bir kullanıcı alıp oynayabildiğinden ve tekrar satma imkanı bulunmadığından; yayıncılar dijital oyunlara bu fırsat maaliyetini yansıtmıyorlar. Böylelikle, dijital oyunlar oyunculara daha ucuz fiyatlardan sunulabiliyor.

Dijital oyunların tekrar satılması konusunda madalyonun iki yüzü üstte açıkladığımı gibi. Bir tüketici olarak, sahip olduğumuz oyunları tekrar satabilme özgürlüğünü talep etmek en doğal hakkımız; ancak bu uzun vadede ucuz olarak temin etmeye alıştığımız dijital oyunların da fiyatlarının yükselmesi anlamına gelecektir.

Şahsi fikrim dijital oyunların -her ne kadar fiyatlarını belli bir oranda arttıracak olsa da- tekrar satışını mümkün kılacak hukuksal ve teknik geliştirmelerin gerçekleşmesi gerektiğidir. Bu şekilde, arşiv tutmayı sevmeyen (benim gibi!) tüketiciler sahip oldukları içerikler üzerindeki sahip olma haklarını rahatça başka kullanıcılara aktarabilirler.